1. TARIM
Evet..Yanlış değil: doğru. Tarım. İnsanlık tarihinin en eski mesleği. Sanayileşme, şehirleşme derken önemini unutmaya başladığımız ama son yıllarda artan nufüs, bozulan çevre, GDO'lar derken önemini tekrar hatırlamaya çalıştığımız Tarım. İnsanın temel ihtiyacı olan besini sağladığı en önemli 2 sektörden biri (diğeri de hayvancılık). Bugün organik tarım, seracılık bir anda çok önem kazanan değerler haline geldiler. Küresel ısınma, su sorunları, erozyon, verimli toprakların yanlış kullanılması, şehirlerin-sanayinin ve madenciliğin olumsuz etkileri bir araya gelince toprak ananın bize sunduğu nimetlerin ne kadar önemli olduğunu tekrar fark ettik. Çok yakın bir zamanda tarım arazileri, orman arazileri şehirlerden çok daha fazla değer kazanacak: çünkü bu araziler doğurgan. Dünya nüfusunun artış hızını da baz alacak olursak gerçek bir organik sebze/meyve bulmak gittikçe zorlaşacak. Planlamasını iyi yapan kurum/ülkeler şimdiden tarım ve ormancılığa büyük yatırım yapmaya ve kaybettikleri verimli toprakları geri kazanmaya başladılar bile. İnsanlar bile kendilerine ait bir toprak istiyorlar ki bu insan doğasının en önemli gereksinimlerinden. Teknolojinin de yardımıyla tarım artık gittikçe daha kolaylaşıyor ve profesyonelleşiyor. Eski tip tarımın yerini profesyonel tarım almaya başlıyor. İster organik tarım olsun, ister seracılık olsun, ister ormancılık ya da bağcılık olsun, bilinçli tarım daha çok ve verimli yiyecek, daha temiz bir çevre ve aynı zamanda insan psikolojisi üzerinde daha iyi bir etki demektir.
2. YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI
Fosil ürünleri sanayileşmenin başında bize çok yardımcı oldular, o tartışılmaz. Ancak artık devirleri sona erdi. Petrol ürünlerinin dünyaya yaptıkları ortada: çevre kirliliği, küresel ısınma gibi doğaya zarar vermeleri yetmezmiş gibi petrol ürünleri uğruna yapılan savaşlarda cabası. Büyük karteller bu işi kolay kolay bırakmak istemeseler de (yan sanayi ile beraber: araba endüstrisi gibi) artık yenilenebilir enerji kaynaklarına ilgi, talep ve mecburiyet çığ gibi artıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarından kastımız nükleer kesinlikle değildir, HES'de değildir. Bahsedilen temiz, doğaya uyumlu ve çevreye zarar vermeyen sistemlerdir. Güneş, rüzgâr ve deniz dalgaları enerjilerinin kullanımı gibi. Rüzgar panelleri daha çok büyük ölçekli yapılmaktadır bu yüzden kurulumu ve kullanımı açısından güneş panel sistemleri çok yakın bir zamanda her yerde görmeye başlayacağımız bir ürün olacak. Talep hızla artıyor hatta arz talebe yetişmekte zorlanmak üzere. Yatırımcılar için şahane bir pazar. Kişisel olarak kurulabileceği gibi, daha büyük kompleksler için de kurulabiliyor. Henüz yolun başındayız ancak 5 yıl içerisinde inanılmaz gelişmelere tanık olacağız. Tek sorun akülerle ilgili..Akülerinde bu sisteme uyum sağlayacak şekilde yenilenebilir ve uzun ömürlü tasarlanması gerekiyor.
3. KÜÇÜK ÇEVRECİ VASITALAR
Şehirlerin sürekli büyümesi ve nüfus artışı ile şehirlerde ulaşım gitgide içinde çıklımaz hale geliyor. Buna rağmen trafiğe çıkan araba sayısı da artıyor. Arabaların yaktıkları petrol ürünlerinden doğan kirlilik ve yarattığı tehlikeli sıcaklık da cabası. Arabalar şehir için çok büyük; kapladıkları alan çok fazla. Trafikteki arabaların yaklaşık %55'i tek kişilik. Bu toplu araç kullananların da haklarının ihlali demek aslında. Bu arabaların daha seri hareket edebilen ve küçük modellerinin yollarda gezdiğini düşünün. Çok daha az yer kaplayacaklar, daha rahat hareket edebileceklerdir. Dolayısı ile trafik %60 oranında azalacaktır. Ayrıca elektrikli şarj edilebilen ya da kısmen güneş paneli ile de şarj edilebilecek arabalar çok daha ekonomik avantaj sağlayacak, en önemlisi de çevreyi kirletmeyecektir. Burada sadece arabalardan bahsetmek hata olur: nispeten daha düz şehirlerde bisiklet çok yaygınlaşmaktadır. Ayrıca yeni elektrikli/akülü bisiklet modelleri de motosikletlere yakın bir avantaj sağlamaktadır. Bisiklet aynı zamanda daha sağlıklı ve çok da eğlenceli bir araçtır.
4. BAĞIMSIZ SOSYAL MEDYA
YouTube'ın başlattığı 'Broadcast Yourself' yani kendini tanıt/kendini yayınla prensibi ile başlayan, Twitter'da sesini duyurmaya çalışma akımından başlayan süreç, artık kişilerin/bireylerin toplum ve dünyada söz söyleme haklarının olduğu ve dinlendiklerini ortaya koydu. Bu sayede insanlar bloglar, kişisel siteler vb. sayesinde hem seslerini duyurmaya başladılar hem de yeni sesler duymaya başladılar. Eskiden 'mainstream' yani ana akım medyanın elinde olan habercilik ve yorumculuk bu tekelden çıkıp serbestleşmeye ve yayılmaya başladı. Artık bağımsız medya denilen bir olgu var ve bu çok daha fazla ilgi görüp ses çıkarıyor. Çok yakın bir zamanda ana akım medya ve habercilik klişelerden öteye gidemeyerek soluklaşacak ve yerini değişik seslerin aldığı ortak paylaşımcılı bir sosyal bağımsız medya sistemi alacak. Bu pek çok totaliter sistem/ülke ve kuruluş için bir kabus olacak ki zaten bazıları çoktan internete sansürler getirmeye çalışıyorlar ancak bu olanaksız. Su taşmaya başladı bile ve duvarların ve barajların onu durdurması mümkün değil. Ekonomistler bile artık reklamların büyük ölçüde bu bağımsız kanallara doğru kaydığı konusunda hem fikirler.
5. BİREYSELLİK/KİŞİSEL BAĞIMSIZLIK
Yeni nesil değişik. Artık kimse katı kurallara boyun eğmek istemiyor. Sisteme inanç kalmadı. İnsanlar sosyal medya ve internet sayesinde çok daha bilinçliler. İnsanlar birey olmak istiyor, haklarına çok daha fazla sahip çıkıyorlar. Occupy Wall Street, Greenpeace eylemleri gibi gençlerin susmaya hiç niyetleri yok. Her ne kadar hükümetler/karteller/totaliter rejimler güvenlik ve terör bahanesi ile kişi mahremiyetlerini delip kişinin her türlü haklarına saldırsalar da bu da çözüm olmayacak, aksine savaşı kızdıracak. Bu haklarını korumak isteyen bireylerle herkesi gözetlemeye ve fişlemeye çalışan Orwell'in 1984 rejimi arasındaki amansız bir mücadele başladı ve gitgide yayılacak. Ta ki biri pes edinceye kadar.
6. SÜPER AKILLI SİSTEMLER
Bilim kurgu filmlerinin vazgeçilmez öğelerin den biri de insanlarla akıllı makineler arasındaki amansız savaşlardır. Matrix, Terminator serisi gibi filmlerde bu öğe bolca kullanılmıştır. Makinelerin insanların yerine göz dikeceklerini sanmıyorum, ancak bu birbiri ile entegre olmuş çok akıllı sistemlerin insanların yararına kullanılmak yerine insanların zararına kullanılmasından şüphe duyuyorum. Bu sistemler çok yakında vericililer ya da optik kablolarla birbirleri ile haberleşip bu şekilde hareket eden makine ve akıllı bilgisayarlardan oluşacak. Araba, evdeki elektrikli aletler her şey bu sistemle ortak çalışabilecek. Verimli kullanılması durumunda tıpta da olmak üzere insan hayatı üzerinde çok rahatlatıcı etkileri olacaktır; ancak çok da ters amaçlarla kullanılabilir: insanların izlenmesi, casusluk, savaş vb. Teknoloji bize iki yönlü bir seçenek sunar: atomun içindeki gücü kullanarak bilimsel buluşlarla yeni ufuklar açıp hayatımızı kolaylaştırabilir aynı zamanda da atom bombası haline gelerek insanlık tarihinin en acımasız ve affedilemez eylemlerini gerçekleştirebilir. Akıllı makine Mars'ta insansız gezerek bize olağanüstü bilgiler de verebilir, bir toplumsal eylemi bastırma aracı olarak kullanılarak insanları tehlikeli bir şekilde yaralayıp öldüredebilir..
7. GENETİK
İnsanın Tanrı'yı oynama isteği hiç bir zaman bitmeyecek, bilimsel merakı da..Bu genetik biliminin durdurulamaz hızına daha fazla ivme verecek. Yapay yiyecek üretimi, yaşlılığın geciktirilmesi, güzellik ya da başarı genlerinin keşfi, güçlülük genleri, değişik hayvan ya da bitki modelleri üretme, sentezler yaratma, yarı organik maddeler üretme vb. gibi deneyler yine iki yönlü: faydalı olacağı yönler olacağı gibi, çok tehlikeli sonuçlarda doğurabilir. Genetik mühendisliği şu aralar hükümetlerin en çok üstünde durduğu hususlardan. En çok ta kanser gibi hastalıkların tedavisi ve yiyecek sorunlarının aşılması konusunda çalışmalar yapılıyor bildiğimiz kadarı ile. Bilmediklerimiz ise hepimizi ürkütüyor..
8. SUYUN VE SU KAYNAKLARININ ETKİLİ KULLANILMASI
Yakın gelecekte artan nufüs, küresel ısınma, aşırı tüketim yüzünden su çok ciddi bir sorun haline gelecek. Aslında geldi bile; dünya nüfusu her sene artan bir oranda temiz sudan mahrum kalıyor. İnsan olarak sürekli bir bilinçsiz ve çılgın bir tüketim iştahı ile sınırlı olan dünya kaynaklarını sınırsızmış gibi tüketiyoruz. Bu da tüm dünya canlılarının en önemli yaşam kaynağı olan suyun tehlikeye girmesi demek. Suyun tehlikeye girmesi de sadece insanların değil tüm dünya canlılarının tehlikede olması demek. Yıllarca büyük kartel ve hükümetlerin inkar ettiği 'yok öyle bir şey' dedikleri küresel ısınma ve etkilerinin zorlada olsa varlığının kabul edilmesiyle insanlık biraz daha bilinçlendi, ancak bu tabii ki yetersiz. Mesela sulama yapılırken artık 'damlama' denen bir teknik kullanılıyor. Bu bile suyun daha etkili kullanılması için bir basit örnek. Teknoloji üzerinde çalışan pek çok kuruluş ve hükümet sudan daha fazla yararlanma, su havzalarını ve kaynaklarını koruma/daha etkili bir şekilde kullanma, denizden/nemden su elde etme, suyun tekrar kazanılması gibi konulara yatırım yapmış durumda. Bunu sosyal zorunluluk için yapıyorlar ve bu konuda teknolojik yatırım yapan şirket/kuruluşlarda hatırı sayılır derecede destekler veriliyor. Artık yavaş yavaş hükümetler bankalara kredi vermek yerine daha mantıklı ve toplum için geri dönüşü olan yerlere kredi vermeye başladılar. Bu da başlangıç için bir umut ışığı olarak algılanabilir.
9. HAFİF VE ESNEK METALLER/ALAŞIMLAR
Kimya sektörü çok önemli ve sürekli genişleyen bir sektör. Hızla gelişen teknolojik gelişmelere ve ihtiyaçlara göre kendini hep yenilemek zorunda. İlaç sanayindeki gelişmelerin yanı sıra kimya özellikle yakın gelecekte inşaat ,kullanılan günlük malzemeler ve otomotiv/bisiklet sektörlerinde yeni, hafif, sağlam ve esnek malzemeler üretimi ve buluşlarında ciddi atılımlar yapacak. Bunlar gerek bilinen metal veya alaşımların değişik şekilde kullanımları ya da alaşım formülleri üzerinde yapılacak yeni buluşlarla ortaya çıkacak. Bu sayede inşaatlar daha kolay yapılabilecek, mobil olabilecek, esnek ve sağlam olabilecek ve akıllı sistemlerle da rahatça kullanılabilecek. Bu özellikle çok hızlı büyüyen şehirler için kullanışlı olacak. Ayrıca çok daha dayanıklı, uzun ömürlü, kolay yapılabilen, gerektiğinde taşınabilir ve zamanla çok daha ekonomik bir sistem olarak kullanılabilecek. Daha küçük yerleşim yerleri için portatif esnek yapılar ya da ahşap benzeri malzemelerin kullanılacağını düşünebiliriz.
10. YEŞİL ŞEHİRLER
Şehirleşme ve nüfus artışı kaçınılmaz bir durum. Bu da insanların müstakil bahçeli evler yerine yüksek yapılı binalarda oturmasına neden oluyor. Şehirler kalabalık. Ancak, bu nefes alma yerleri olmaması anlamına gelmiyor. Şehirler içinde kendi yeşil alanları olan, çocuklar için parkları olan, gençler için rekreasyon alanları olan yerlerle birlikte de var olabilir; hatta olmalıdır. Ayrıca bu şehirler mümkün olduğunca yenilebilir enerji sistemleri de kullanmalıdırlar. Yeşil şehir, şehir parsellerinin en az %35''inin ortak yeşil alan olarak ayrılması, trafik içinde sadece özel amaçlı (ambulans, özel toplu araç, çocuk araçları vb-ancak hükümet araçları için kesinlikle değil) yollar olan, güneş/rüzgar enerjisini etkili şekilde kullanan ve yeraltında da gerekli ulaşım sistemini sağlayan, nefes alabilen şehirlerdir ve gelecekte olması gereken modellerdir. Burada 'yeşil şehir'den kastedilen belirli bir azınlığın yaşadığı değil, herkesin yaşadığı 'temiz' enerji kullanabilen ve doğanın da içinde olduğu şehirlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder